ZARF (BELİRTEÇ) (PDF İNDİR! ZARFLAR)
Fiillerden, fiilimsilerden, sıfatlardan veya kendiyle aynı görevdeki kelimelerden (zarflardan) önce gelerek onların durumunu, zamanını, yönünü, miktarını belirten sözcüklere zarf (belirteç) denir.
Zarfların Özellikleri:
- Tek başlarına iken sıfatlar gibi isimden başka bir şey değildir. Zarf oldukları ancak cümlede belli olur.
- Cümlede genellikle zarf tümleci olarak kullanılır.
- Çekimsiz kelimelerdir. İsim çekim eki (hâl, iyelik, çoğul ekleri vb.) almazlar. Ama isim olarak kullanılabilenler bu görevde iken bu ekleri alabilirler.
- Zarfların birçoğu sıfat ya da isim olarak da kullanılabildiği için sıfatların ve zarfların tanımı ve özellikleri iyi bilinerek bu fark ortaya konmalıdır. Sıfat isimden önce gelerek onu niteler veya belirtir; ama zarf isimden önce gelmez.
Örnekler
Bugün çok yürüdüm. (fiilden önce)
Buraya yarın gelecekler. (fiilden önce)
İki eski dost akşama kadar sohbet etti. (fiilden önce)
Yarın da bayağı çok yürüyeceğiz. (zarftan önce, fiilden önce)
En güzel sen konuştun. (zarftan önce, fiilden önce)
En doğru kararı vermeliyiz. (sıfattan önce)
Çok hararetli tartışmalar oldu. (sıfattan önce)
Dün hava daha soğuktu. (adlaşmış sıfattan önce)
Mevsimlerin en güzeli ilkbahardır. (adlaşmış sıfattan önce)
Dargın durarak bir şey kazanamazsın. (fiilimsiden önce)
> Zarflar; durum zarfı, zaman zarfı, miktar zarfı, yer-yön zarfı ve soru zarfı olmak üzere beşe ayrılır:
- Durum Zarfları
Fiilin bildirdiği işin, oluşun veya hareketin durumunu, özelliğini veya sebebini belirten zarflardır. Fiile, fiilimsiye sorulan “nasıl?” veya “neden, niçin, niye?” sorularına cevap verir.
Örnekler
» Öğrenciler konuyu dikkatle dinliyordu.
» Tüm söylediklerimi yanlış anlamış. (nasıl anlamış? → yanlış)
» Arabanın motoru gürültülü çalışıyor. (nasıl çalışıyor? → gürültülü)
» Konuyu uzun uzun tartıştılar. (nasıl tartıştılar? → uzun uzun)
» Hür doğdum, hür yaşarım. (nasıl doğdum? → hür / nasıl yaşarım? → hür)
» Uyanamadığı için gelmemiş. (neden gelmemiş? → uyanamadığı için)
» Sessiz durursan seni parka götürürüm. (nasıl durursan? → sessiz)
» İçeri sevinçle girip boynuma sarıldı. (nasıl girip? → sevinçle) (girip sözcüğü fiilimsidir.)
- Durum zarfları kendi içinde sınıflandırılır
- Niteleme Zarfları
Fiile ve fiilimsiye“ nasıl” sorusu sorularak bu zarflar bulunabilir.
Niteleme sıfatlarının çoğu niteleme zarfı olarak kullanılabilir.
- Eğrioturalım, doğru konuşalım.
- Düşüncelerini ne güzel dile getirebiliyorsun!
- Çocukçahareket ediyorsun.
- Böylegelmiş, böyle
- Söyleyeceksen böylesöyle.
-ce eşitlik eki ve -le vasıta hâl eki almış kelimeler durum zarfı olarak kullanılabilir:
- ” kardeşçe, gizlice, sessizce, hafifçe, yavaşça, hızlıca…”
- “hızla, kahkahayla…”
- Küçük kız güzelcesüslendi. (niteleme)
- Babasını sevinçlekarşıladı. (niteleme)
Bağ-fiiller (zarf-fiil), deyimler, yansımalar, ikilemeler de niteleme zarfı olarak kullanılırlar:
- “gülerek, ağlayarak, oturmadan, gelip…”
- “gözü arkada kalarak, canından bezmişçesine…”
- “şakır şakır, tık tık, küt küt, şırıl şırıl…”
- “dik dik, boylu boyunca, tatlı tatlı…”
- Adam çekine çekineiçeri girdi. (niteleme)
- Kâğıtları paket paketgönderdi. (niteleme)
- Yiğitseniz teker teker (üleştirme, niteleme)
İsimler de niteleme zarfı olarak kullanılabilir:
- Gülkokuyordu teni.
- O, bu dünyada delikanlıyaşadı.
- Kesinlik Zarfları
“elbet, elbette, asla, mutlaka, hiç mi hiç, ne olursa olsun, kuşkusuz, hiç kuşkusuz…”
- Elbetbir gün buluşacağız.
- Seni aslaunutmayacağım.
- Hayvanları ve bitkileri hiç
- İyiliklerinizin karşılığını mutlaka göreceksiniz.
- Yineleme Zarfları
- İkide bir karşıma çıkıyor.
- Konuyu bir daha anlatayım.
- Bu akşam yine arayacağım.
- Olasılık Zarfları
“bakarsın, belki, ola ki, sanıyorum.”
- Ola ki arayacağı tutar.
- Sanıyorum
- Yaklaşıklık Zarfları
“aşağı yukarı, şöyle böyle, hemen hemen”
- İşim hemen hemen (yaklaşıklık)
- Üleştirme Zarfları
- Uçaklar ikişer ikişer geçiyordu üstümüzden
- Askerler teker teker nöbet yerlerine dağıldılar.
- Sınırlama Zarfları
- Dün ancak iki saat çalışabildim.
- Bu kötü alışkanlıklardan artık uzak durmalısın
- Zaman Zarfları
Fiilin bildirdiği işin, oluşun veya hareketin zamanını belirten zarflardır. Fiille, fiilimsiye sorulan “ne zaman?” sorusuna cevap verir.
Başlıca zaman zarfları şunlardır:
“dün, bugün, yarın, şimdi, gece, gündüz, güpegündüz, gündüz gözüne, cuma günü, haftaya, önceki gün, akşam, sabah, akşamleyin, sabahleyin, az önce, geç, iki gün, iki saat, on dakika, iki günde, iki saatte, uzun süre, uzun zaman, biz gelmeden, demin, henüz, hâlâ, daha, gene, yine, artık, sonra, evvelâ, daima, hep, henüz, hemen, geceleri, sabahları, önceden, ayda bir, buraya gelmeden, anlatırken, yaşarken …”
Örnekler
» Soğuk hava haftaya etkili olacakmış.
» Haftada iki gün balık yemeliyiz. (ne zaman yemeliyiz? → haftada iki gün)
» Okullar haziranda kapanacak. (ne zaman kapanacak? → haziranda)
» Sabahları iki kilometre koşarım. (ne zaman koşarım? → sabahları)
» Bugün gitti, yarın gelecek. (ne zaman gitti? → bugün / ne zaman gelecek? → yarın)
» Eve gelir gelmez yattı. (ne zaman yattı? → eve gelir gelmez)
» Her bayram köye gidip akrabalarımızı ziyaret ederiz. (ne zaman gidip? → her bayram) (gidip sözcüğü fiilimsidir.)
- Yer-Yön Zarfları
Fiilleri veya fiilimsileri yer-yön bakımından belirten zarflardır. Fiille, fiilimsiye sorulan “nereye?” sorusuna cevap verir. Yön zarfları yalın (ek almamış) halde kullanılırlar. “Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri, doğru” en çok kullanılan yön zarflarıdır.
Örnekler
- Pencereden aşağı bakıyor.
- Gece yarısında dışarı çıkmış. (nereye çıkmış? → dışarı)
- Üşüyünce içeri girdi. (nereye girdi? → içeri)
- İleri gitme, biraz geri gel. (nereye gitme? → ileri / nereye gel? → geri)
- Aşağı bakınca başı dönmüş. (nereye bakınca? → aşağı) (bakınca sözcüğü fiilimsidir.)
UYARI Yer-yön zarfları çekim eki almazlar, çekim eki aldıklarında zarf olmaktan çıkarak isim olurlar.
Örnekler
» Attığı top camdan içeri girdi. (“içeri” kelimesi ek almadığı için zarf)
» Attığı top camdan içeriye girdi. (“içeri” kelimesi “-e” yönelme ekini aldığı için isim)
UYARI “Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri, doğru” gibi kelimelerin zarf olabilmesi için bir fiilin yönünü belirtmeleri, bir fiille bağlantılı olmaları gerekir. Eğer bu sözcükler bir isimle bağlantılıysa sıfat görevinde kullanılmış olurlar.
Örnekler
» Merdivenden yukarı çıktı. (“yukarı” kelimesi fiille ilgili olduğu için zarf)
» Sesler yukarı kattan geliyor. (“yukarı” kelimesi isimle ilgili olduğu için sıfat)
- Miktar (Azlık-Çokluk) Zarfları
Fiillerin, fiilimsilerin, sıfatların ya da başka zarfların anlamlarını ölçü yönünden tamamlayan, artıran, azaltan zarflardır. Fiille, fiilimsiye, sıfata, adlaşmış sıfata veya zarfa sorulan “ne kadar?” sorusuna cevap verir.
“Az, çok, daha, çokça, kadar, bu kadar, biraz, oldukça, pek, pek çok, en, en çok, fazla, epey, epeyce, bayağı” en çok kullanılan miktar zarflarıdır.
Örnekler
- Arkadaşıyla yeni sınav sistemini çok tartıştılar. (Fiilden önce gelmiş.)
- Bu habere doğrusu pek sevinemedim. (Fiilden önce gelmiş.)
- Çok konuşup başımıza iş açmamalıyız. (Fiilimsiden önce gelmiş.)
- Biraz yürüyünce nefesi kesiliverdi. (Fiilimsiden önce gelmiş.)
- Çok bilen çok yanılır. (İlki fiilimsiden; ikincisi fiilden önce gelmiş.)
- Sabahları daha erken kalkmalıyız.(Zarftan önce gelmiş.)
- Az gittik uz gittik. (Fiilden önce gelmiş.)
- Sobanın yanında pek sevimli kedi uyuyordu. (Sıfattan önce gelmiş.)
- Pek sağlam ayakkabı değil anlaşılan. (Sıfattan önce gelmiş.)
- Çok hızlı konuşuyor bizim ufaklık. (Zarftan önce gelmiş.)
- Pek akıllısın sen Muhammed. (Adlaşmış sıfattan önce gelmiş.)Yukarıdaki cümlelerde koyu yazılan sözcüklere “ne kadar?” sorusu sorulduğunda hepsinde miktar anlamının olduğu görülür dolayısıyla hepsi birer azlık-çokluk (miktar) zarfıdır.
Miktar (azlık-çokluk) Zarfları ile İlgili Uyarılar
1. Miktar (azlık-çokluk) zarfları cümleye çeşitli anlamlar katar.
Örnekler
En güzel günleri birlikte yaşadık. (en üstünlük)
Bu konuda fazla titizlik gösteriyor. (aşırılık)
Senden daha saygılı öğrenciye rastlamadım. (üstünlük)
Şimdilik çok ders çalışıyor. (aşırılık)
Pek yaramaz bir öğrenciydi. (aşırılık)2. Bazı zarflar cümlede miktar zarfı da zaman zarfı da olabilir. Bu, cümledeki anlamdan çıkar.
Örnek
Beklediğiniz emanet daha oraya ulaşmamış. (“Henüz” anlamında olup zaman zarfıdır.)
Daha güzel günler göreceğiz çocuklar. (“Ne kadar?” sorusuna cevap verdiği için miktar zarfıdır.)3. İsimlerin zarfı olmaz. Buna özellikle dikkat etmek gerekir. Bazı sözcüklerin cümle içerisindeki kullanımı onları bazen sıfat bazen de miktar zarfı yapar.
Örnek
Fazla mal göz çıkarmaz.
Yukarıdaki cümlede yer alan “fazla” sözcüğü sıfattır çünkü isimlerin zarfı olmaz.Fazla çalışarak sınavı kazanabilir.
Yukarıdaki cümlede yer alan “fazla” sözcüğü zarf-fiilden önce geldiği için miktar zarfıdır.
Not: “En” ve “daha” sözcükleri; sıfatı, adlaşmış sıfatı ve belirteci üstünlük yönüyle belirtir. Bu durumlarda bu sözcükler üstünlük belirteci olarak adlandırılır.
- Sonbahar, en güzel mevsimdir.
- Bu çocuktan daha çalışkanını görmedim.
- Bizimle gelmeni en çok ben istiyorum.
- Ben, hepinizden daha çok sevindim.
- Soru Zarfları
Fiilleri veya fiilimsileri soru bakımından belirten zarflardır. Bir cümlede zarfları bulmak için kullandığımız “nasıl, neden, niçin, niye, ne (eylemin nedenini sormak için kullanılıyorsa), ne zaman, ne kadar?” cümle içerisinde yer aldıklarında soru zarfı olur.
Örnekler
» İstanbul’a ne zaman varırız?
» Bu saatte nereye gitmiş?
» Bu arabayı nasıl aldın?
» Dersin bitmesine ne kadar kaldı?
» Toplantıya neden yetişemedin?
» Ne ağlıyorsun öyle sessiz sessiz? (“Ne” sorusu eylemin sebebini sormak için, “neden?” sorusu yerine kullanılmıştır.)
UYARI “Nasıl, ne?” gibi soruların zarf olabilmesi için bir fiile veya fiilimsiye yöneltilmeleri gerekir. Eğer bu sorular bir isme yöneltilmişse sıfat görevinde kullanılmış olurlar.
Örnekler
» Eve nasıl geldin? (“nasıl” sorusu fiile sorulduğu için zarf)
» Nasıl bir ev almayı düşünüyorsun? (“nasıl” sorusu isme sorulduğu için sıfat)
Not: “Ne” sözcüğü cümle içinde değişik görevler kazanabilir.
- Bana hediye olarak ne aldın? (soru zamiri)
- Buraya ne gün geleceksin? (soru sıfatı)
- Bu çocuk ne ağlıyor? (niçin anlamında, soru belirteci)
Yapı Bakımından Zarflar
Yapı bakımından zarflar basit, türemiş, birleşik ve öbekleşmiş olmak üzere dörde ayrılır.
- Basit Zarflar
Kök hâlinde olan, ek almamış zarflardır:
“yarın, gece, geç, dün, pek, az, fazla, sık, iyi, çok, hiç, sabah, akşam, henüz…”
- Türemiş Zarflar
Yapım ekiyle veya yapım eki gibi kullanılmış bazı çekim ekleriyle yapılmış zarflardır:
“sabırlı, aylarca, önce, dostça, sınıfça, yiğitçesine, erken, sabahleyin, kışın, ilkin, ileri, soğuk, içeri, dışarı, aptalca, mosmor, sanıyorum, kaçta, koşarak, okumadan, gelince, şimdilerde…”
- Birleşik Zarflar
Birden fazla kelimenin bir araya gelip kaynaşarak oluşturdukları zarflardır:
“bugün, biraz, böyle, şöyle, birdenbire, niçin, ilk önce, nasıl…”
- Öbekleşmiş Zarflar
Birden fazla kelimenin farklı yollarla (ikileme, edat grubu, zarf-fiil grubu) bir araya gelerek oluşturdukları zarflardır:
- “hemen hemen,
- gece gündüz,
- er geç,
- ikide bir,
- aşağı yukarı,
- hemen şimdi,
- kırk yılda bir,
- öğleden sonra,
- arada sırada,
- yana doğru,
- az çok,
- -den sonra,
- -e dek,
- bazı bazı,
- şöyle böyle,
- üç aşağı beş yukarı,
- doğru dürüst,
- okuma sırasında,
- geldiği zaman…”