11. Sınıf Giriş Ünitesi

11. SINIF DERS NOTU MAKALE TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
Görüntüleme: 127
0 0
  1. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notları

Giriş Ünitesi

EDEBİYAT-TOPLUM İLİŞKİSİ

Edebiyat, malzemesi dil olan güzel sanat etkinliğidir. İnsan toplumsal bir varlıktır ve edebiyatın konusu da insandır. Edebi eserler insan ilişkilerine, toplumun duyuş ve düşünüşüne göre şekillenir. Edebi eserlerin bir kısmı, topluma öncülük etmek, onu değiştirip geliştirmek amacını taşır. Yazarlar içinden çıktığı toplumun duyuş ve düşünüşünü eserlerine yansıtır.

Edebiyat-Toplum İlişkisi

  1. Toplumun kültürel birikimim gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlar.
  2. Edebiyatın toplumun aynasıdır ve yazıldığı dönemin zihniyetinden derin izler taşır.
  3. Edebiyat, bir toplumda ortaya çıkan siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel her türlü olayın içinde yer alır.
  4. Edebiyat eserlerinin toplumu yönlendirme özelliği vardır.

Örneğin Namık Kemal tarafından yazılan ve ilk sahnelenen tiyatro olan Vatan yahut Silistre adlı eserden sonra halk protestolara başlamıştır.

  1. Edebiyat toplumların kendi milli kimliklerini bulmalarında, sanat ve düşünce yapılarını şekillendirmelerinde büyük rol oynar.
  2. Yazar, bir edebi eseri oluştururken toplumsal yaşamdaki her değişimden etkilenir ve bu etkilenme de edebi esere yansır.
  3. Edebiyat, toplum sorunlarını dile getirdiği gibi, toplumdaki bireylerin bireysel duygularına da tercüman olur.

 

Edebi eserler, belli sanat anlayışları etrafında şekillenen türlerdir. Bu açıdan sanatçının içinde bulunduğu toplumun sahip olduğu gelenekler, yaşantı biçimleri, ahlaki kurallar ve her türlü teknolojik yenilikler edebi eserlerin içinde yer almaya devam eder.

 

Edebiyat ile Edebi Akımlar Arasındaki İlişki

Edebi metinler, belli bir sanat anlayışı çerçevesinde yazılan metinlerdir.

Bu çerçevede sanatçıların içinde bulundukları yaşantı biçimlerinden ve kendilerine özgü oluşturdukları zihniyetten gücünü alan edebî eserlerin toplamı da edebiyat akımlarını oluşturur.

 

Edebi akımların ortaya çıkmasındaki etkenler:

  • Bilimdeki ve teknolojideki yenilikler
  • Yazarların kişisel farklılıklarının oluşturduğu bilinç
  • Toplumun kültürel yapısında görülen değişimler
  • Sanatçıların kurguladığı yeni bir yaşam tarzı

 

Not: Edebi akımlar birbirinin uzantısı ya da birbirine tepki olarak ortaya çıkmış ve gelişimini bu çatışmalar üzerine yeniden şekillendirmiştir. Örneğin romantizm akımının klasisizm akımına, realizm akımının da romantizm akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır.

 

Türk Edebiyatında Edebi Akımların Gelişimi

İlk önce Batı edebiyatlarında ortaya çıkan bu akımlar, Türk edebiyatının Batı’ya yönelmeye başladığı Tanzimat edebiyatıyla birlikte kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde bir türde eserler verilmesi edebi akımlarında hızla uygulanmasını sağlamıştır.

Örneğin Şinasi’nin tiyatrolarını klasisizm akımının etkisiyle yazması, Ahmet Mithat ve Namık Kemal gibi sanatçıların romantizm akımının kurallarını benimsemeleri, Tanzimat 2. Dönem sanatçılarıyla birlikte realizm akımının görülmesi edebi akımların Türk edebiyatında kullanılmasını hızlandırmıştır.

 

Örneklerle Edebiyatın Toplum Üzerindeki Etkisi

Çalıkuşu – Reşat Nuri Güntekin

Romanın kahramanı olan Feride adlı bir öğretmenin yaşadıkları toplumu etkilemiş ve bu romanı okuyanlar kız çocuklarına Feride ismini vermeye başlamışlardır.

Vatan yahut Silistre – Namık Kemal

İlk sahnelenen tiyatro eseri olması açısından önemli olan bu piyes, sahnelendikten sonra insanlar üzerinde bağımsızlık ve egemenlik duygusu uyandırmış ve insanlar protesto gösterilerinde bulunmuşlardır.

Kar – Orhan Pamuk 

Yazarın Kars’ı anlattığı bu romanından sonra Kars’a olan turistik gezilerin önceki yıllara göre yüzde yüz oranında arttığı görülmüştür.

Oliver Twist – Charles Dickens

Oliver Twist romanı İngiltere’de yayımlanan önemli romanlardan biridir. Küçük bir kahramanın başından geçen zorlu bir mücadelenin anlatıldığı bu romanın yayımlamasının ardından İngiliz halkı çocuk hakları konusunda önemli çalışmalar yapmaya başlamıştır.

 

Edebî Akım:

Bir sanatçı topluluğunun belli bir sanat anlayışı çerçevesinde oluşturduğu sanat, edebiyat, estetik ve ortak dünya görüşü çerçevesinde oluşan bir edebiyat hareketidir.

Edebi Akımların Özellikleri

  • Edebî akımlar, edebiyat tarihi, tenkidi ve teorisiyle iç içedirler.
  • Edebiyatın içeriğiyle ilgili sistemli birtakım soyut düşünce ve kanaatlerin ortak simgesidir.
  • Bir sanat görüşü, bir hareketin veya genel bir estetik anlayışının parçasıdır.
  • Edebiyat akımını sadece edebiyat ile sınırlandırmak yanlıştır. Akımlar güzel sanatların her dalında etkilidir.
  • Her edebiyat akımı oluştuğu zamanın zihniyetinden etkilenerek meydana çıkar.
  • Her edebî akım, kendinden öncekine göre yeni bir kültürel, felsefî ve estetik perspektife sahiptir.
  • Edebi akımlar ortaya çıkışları açısından çoğu zaman yazılı bir bildiri olarak meydana gelmezler.
  • Bir yazar sadece bir akımla yazabileceği gibi farklı eserlerde farklı akımlardan da etkilenebilir.

 

EDEBÎ AKIMLAR, AKIMLARIN ÖZELLİKLERİ VE SANATÇILARI 

  1. Hümanizm (İnsancılık – İnsana Değer Verme)
  • yüzyılda İtalya’da doğmuş ve buradan Avrupa’ya yayılmıştır.
  • Aydınlanma Çağı’nın temeli kabul edilmiş, Rönesans ve Reform hareketlerinin başlangıcı olmuştur.
  • Kaynağını eski Yunan ve Latin edebiyatlarından alır.
  • Asıl konusu insandır, amacı, insanı cennetteki kusursuzluğa doğru götürmektir.
  • Sanatçılar, üslup ve biçime çok önem vermiştir.
  • Akım, bütün insanlığa seslendiği için “evrensel” özellikler taşır.
  • Sanatta asıl kuralın taklit (yansıtma) olduğu savunulmuştur.
  • Sanatçılar, eski Yunan ve Latin sanatını örnek almışlardır.
  • Sanatçıların büyük kısmı aristokrattır, yani asker ve asilzadedir.
  • Sanatçılar, sanat endişesi taşıdıkları için yapay ve sanatlı bir dil kullanmışlardır.

Önemli: İnsancılık – doğanın taklit edilmesi

 

Dünya Edebiyatında Hümanizm Akımının Temsilcileri

Dante, Giovanni Boccacio, François Rabelais, Montaigne, William Shakespeare

 

Türk edebiyatında Hümanizm Akımının Temsilcileri

*Hümanist düşünüş Türkiye’de ancak Cumhuriyet döneminde etkili olmuştur.

*Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol‘un başını çektiği bazı deneme yazarları çağdaş düşünceyle beslenmiş bir hümanizmi savunmuşlardır.

*Bu yazarlara göre, hümanizm akımıyla bir ilgisi olmasa da ilk Türk hümanisti olarak Yunus Emre kabul edilir.

 

  1. Klasisizm (Kuralcılık – Akılcılık)

 

  • yy ortalarında Fransa’da ortaya çıkan edebiyat akımıdır.
  • Akla ve sağduyuya değer verirler.
  • İnsandaki tabiata, insanların iç dünyasına saygı göstermek esastır.
  • Konularını eski Yunan ve Latin edebiyatından alırlar.
  • Kahramanları seçkin kişilerdir. Sıradan insanlara eserlerinde yer vermezler.
  • Önemli olan konu değil konunun işleniş biçimidir.
  • Dil, üslup kusursuz bir şekilde işlenmiştir. Dil açık, yalın ve soyludur.
  • Sanat için sanat görüşünü savunurlar.
  • Sanatçı eserde kendini gizler.
  • Tiyatroda üç birlik kuralına uyulur.(olay, zaman, mekân)

Önemli: Akıl ve sağduyu – seçkin insanlar – soylu dil

 

Dünya Edebiyatında Klasisizm Akımının Temsilcileri

Moliere, Pierre Corneille, Jean Racine, La Fontaine, Fenelon, John Milton

Türk Edebiyatında Klasisizm Akımının Temsilcileri

İbrahim Şinasi, Ahmet Vefik Paşa ve Yusuf Kamil Paşa, Direktör Ali Bey

 

  1. Romantizm (Coşumculuk)
  2. yüzyılda klasisizm akımına tepki olarak ortaya çıkmış ve kurucusu Victor Hugo ve J. J. Rousseau olarak görülür.

Victor Hugo’nun Hernani adlı dram türündeki bu eserin oynanmasıyla klasisizm akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır.

  • Akıl ve sağduyu yerine duygulara ve hayallere önem verilir.
  • Konular, tarih, milli kültür ve Hristiyanlıktan alınmıştır.
  • Klasisizm akımında görülmeyen din anlayışı bu akımda önem kazanmıştır.
  • Gözlem ve tasvire önem verilmiş, tabiat önemsenmiştir.
  • Hümanist anlayıştaki insan kavramı yerine toplum kavramı kullanılmış ve toplumun düzeltilmesi sonucunda insanın mutlu olacağı belirtilmiştir.
  • Güzel-çirkin, iyi-kötü gibi karşıtlıklarla eserler oluşturulmuştur.
  • Üç birlik kuralı kaldırılmış, “Sanat toplum içindir.” anlayışı benimsenmiştir.
  • Sanatçılar eserlerinde kişiliklerini gizlememiş ve taraf tutmuşlardır.

Önemli: Duygu ve hayal – taraf tutma – halkı eğitme

 

Dünya Edebiyatında Romantizm Akımının Temsilcileri

Voltaire, Shakespeare, Lord Byron, Goethe, Schiller, Lamartine, Victor Hugo, Aleksandre Dumas Pere, Aleksandre Puşkin, Montesquieu, J. Jeak Rousseau

 

Türk Edebiyatında Romantizm Akımının Temsilcileri

Namık Kemal

Ahmet Mithat Efendi

Abdülhak Hamit Tarhan

Şemsettin Sami

 

  1. Realizm (Gerçekçilik)
  • Romantizme tepki olarak 19. Yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır.
  • Konular gerçek yaşamdan, günlük hayattan alınmıştır.
  • Romantizm akımındaki duygu ve hayallerin yerini gerçek yaşantılar almıştır.
  • En çok hikâye ve roman türlerinde etkili olmuştur.
  • Mekân tasviri önemsenmiş, kişilerin ruhsal durumları anlatılmıştır.
  • Yazarlar eserlerinde nesnel olmaya çalışmış, gözlemlere önem verilmiştir.
  • “Sanat için, sanat” anlayışı benimsenmiştir.
  • Sanatçılar eserlerinde kişiliklerini gizleyerek olaylara müdahale etmemişlerdir.
  • Realizmde kullanılan dil; açık, doğal ve söz sanatlarından uzaktır.

Önemli: Gözlem – gerçeklik – sade dil 

 

Dünya Edebiyatında Realizm Akımının Temsilcileri

Flaubert, Stendhal, Balzac, Charles Dickens, Hemingway, Turgenyev, Anton Çehov,

Maksim Gorki, Gogol, Tolstoy, Dostoyevski

 

Türk Edebiyatında Realizm Akımının Temsilcileri

Recaizade Mahmut Ekrem

Samipaşazade Sezai

Mehmet Âkif Ersoy

Halit Ziya Uşaklıgil

Mehmet Rauf

Ömer Seyfettin

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Refik Halit Karay

Reşat Nuri Güntekin

Halide Edip Adıvar

 

  1. Natüralizm (Doğalcılık)
  • Determinizm anlayışını romana getiren bu akım 19. asrın ikinci yarısında Fransa’da ortaya çıkmıştır.
  • Determinizme göre tabiat olaylarında aynı sebepler aynı sonucu doğurur. Natüralistler, Determinizmi topluma ve insana uyguladılar.
  • Toplum büyük bir laboratuvar, insan deney konusu, sanatçı da bilgin sayıldı.
  • İnsan kişiliğini anlatabilmek için soya çekim yasalarından ve toplum biliminden yararlandılar.
  • Romanlarda kahramanların portreleri ince ayrıntılarına kadar verilir.
  • Yazar eserde kişiliğini gizler.
  • Gözlem ve tasvir önemlidir.
  • Eserlerinde hayatı bütün yönüyle anlatırlar.
  • Bedenden ayrı bir ruh yoktur.
  • Dil her seviyedeki insanın anlayabileceği bir düzeyde tutulmuştur.
  • Sanat toplum içindir anlayışı doğrultusunda eserler verilmiştir.

Önemli: Deney – bilim adamı – doğalcılık

Dünya edebiyatında temsilcileri:

Emile Zola, Alphonse Daudet, Goncourt Kardeşler

Türk edebiyatındaki temsilcileri

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Nabizade Nazım

Beşir Fuat

 

  1. Parnasizm (Şiirde Gerçekçilik)
  • Realizmin şiire uygulanmış hali olup 19. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır.
  • Romantik şiir anlayışına tepki olarak doğmuştur.
  • Sanat için sanat anlayışı benimsenen bu akım sadece şiirde görülen bir akımdır.
  • Şiirin biçim özellikleri önemsenmiş, nesneler dış görüşüne göre anlatılmıştır.
  • Eski kültür ve tarihe yönelen bu akım sanatçıları şiire egzotik bir hava getirmişlerdir.
  • Dili son derece iyi kullanmış olup sözcük seçimine ve ahenge önem vermişlerdir.
  • Şiiri, iç dünyadan dış dünyaya taşımış ve nesneleri dış görünüşüne göre anlatmışlardır.

 

Dünya edebiyatındaki temsilcileri

Theophille Gautier

Theodore Banville

Francois Coppee

Jose Maria de Heredia

Leconte de Lisse 

 

Türk edebiyatındaki temsilcileri

Tevfik Fikret

Yahya Kemal Beyatlı

Cenap Şahabettin (Edebiyatımızda bu akımı ilk tanıtan kişidir.)

 

  1. Sembolizm (Simgecilik) 
  • Fransa’da Parnasizme tepki olarak 19. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır.
  • Fransız yazar Baudelaire’in yazdığı “Kötülük Çiçekleri” adlı eserde akımın özellikleri anlatılmıştır.
  • Anlam kapalılığını savunan bu akım daha çok şiirde kullanılmıştır.
  • “Şiir anlaşılmak için değil hissedilmek içindir.” görüşünü benimsemişlerdir.
  • Şiirde musikiyi savunmuşlar, nesneleri oldukları gibi yansıtmamışlardır.
  • İçe kapanık, bireyci, melankolik (bunalımlı), marazi (hastalıklı) bir şiir ortaya koymuşlardır.
  • İlk kez Servetifünun şiirinde kullanılmış; “Sanat, sanat içindir.” görüşü benimsenmiştir.
  • Bu akımın etkisiyle Servetifünun sanatçıları serbest müstezat nazım şeklini kullanmışlardır.
  • Şiirde ölçü, kafiye, ahenk unsurlarına bağlı kalmışlardır.
  • Sessizlik, yalnızlık, ölüm, insandan kaçış akımın en önemli temalarıdır.

Önemli: Anlam kapalı – soyut anlatım – melankolik edebiyat

 

Dünya Edebiyatında Sembolizm Akımının Temsilcileri

Baudelaire

Mallarme

Rimbaud

Paul Verlaine

Paul Valery

Edgar Allan Poe 

 

Türk Edebiyatında Sembolizm Akımının Temsilcileri

Ahmet Hâşim

Cenap Şahabettin

Ahmet Hamdi Tanpınar

Cahit Sıtkı Tarancı

Ahmet Muhip Dıranas

 

  1. Sürrealizm (Gerçeküstücülük) 
  • yüzyılda oluşan bu akım, Andre Breton tarafından yayımlanan bir bildiriyle Fransa’da ortaya çıkmıştır.
  • Sadece şiirde görülmüş ve bilinçaltı yansıtılmaya çalışılmıştır.
  • Freud’un “psikanaliz” kuramının edebiyata uyarlanmış şeklidir.
  • Olağanüstülük, sayıklama, düş ve hayal, çağrışımlar şiirin konusunu oluşturur.
  • Akıl ve mantık önemsenmemiş, içgüdü, bilinçaltı ön plana çıkarılmıştır.
  • Bu akımda noktalama işaretleri iç akışı engellediği için kullanılmamıştır.
  • Dış dünyaya bağlı olmadan bilinçaltındakilerin dışa vurulması felsefesine dayanır.
  • Dünya Savaşı’ndaki karamsarlık ortamında doğmuş, II. Dünya Savaşı ile birlikte yerini “Egzistansiyalizm” akımına bırakmıştır.

Önemli: Freud – Bilinçaltı – Karamsarlık

 

Dünya Edebiyatında Sürrealizm Akımının Temsilcileri

Andre Breton

Louis Aragon

Paul Eluard

 

Türk Edebiyatında Sürrealizm Akımının Temsilcileri

Cemal Süreya, İlhan Berk, Edip Cansever, Ece Ayhan (II. Yeni Şairleri)

Oktay Rıfat Horozcu, Orhan Veli Kanık (Garipçiler)

 

  1. Fütürizm (gelecekçilik)

İtalyan yazar Marinetti tarafından kuralları belirlenmiş, Marksist Rus yazarlar tarafından kullanılmıştır.

En önemli temsilcilerinden biri Mayakovski’dir.

Türk edebiyatında Nazım Hikmet, Mayakovski’den etkilenerek bu akımın kurallarına bağlı kalmıştır.

 

Edebiyatımızda Etkili Olmayan Batı Akımları 

Empresyonizm (izlenimcilik):

Gerçekler sanatçıya göre değişir. Dış dünyanın bıraktığı izlenimleri anlatmak istemişlerdir.

(Verlaine, Rimbaud, Hopkins)

 

Ekspresyonizm (dışavurumculuk):

Öznel gerçeklik ve iç gözleme önem vermişlerdir.

(Artur Rimbaud, Paul Verlaine)

 

Dadaizm: Kuralsızlığı kural edinmiş, her şeye karşı çıkmışlardır.

(Tristan Tzara)

 

Kübizm: Varlıkların dış görünümlerinin yanı sıra iç dünyalarını da yansıtmayı hedeflerler.

(Pablo Picasso)

 

Egzistansiyalizm (varoluşçuluk): Descartes’in “Düşünüyorum, öyleyse varım.” felsefesine dayanır.

(Jean Paul Sartre, Andre Gide)

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %